Ne zamandır burnumuzun dibindeki
Midilli’ye gitmek istiyordum fakat vize
istedikleri için evrak tanzimi falan zor geliyordu. Kısa süre önce Fransa’ya
yaptığım seyahattan dolayı hazır Schengen Vizem varken fırsat bu fırsat deyip
düştüm Midilli yollarına… Biz Midilli diyoruz ama Yunanlılar Lesbos/Lesvos olarak adlandırıyorlar. Adanın merkezi olan yer Mytilini'den dolayı belki de biz Midilli diyoruz. Milattan önce 630 ila 612 yılları arasında yaşadığı rivayet edilen Yunan kadın şair Sappho'nun lezbiyen olduğu ve adanın isminin de buradan geldiği anlatılan efsanelerden biri...
Gittiği yerde turlara katılmayı pek sevmeyen ve
çevresini kendi kendine keşfetmeyi seven biri olarak burada da tura
katılmayacaktım fakat ulaşım problemi hasıl olduğundan Meis Tur ile adayı keşfetmeye karar verdim.(feribot bileti gidiş dönüş + otobüs ile Türkçe rehberlik hizmeti = 55 €) Ulaşım
problemi şöyle; Ada Girit ve Eğriboz’dan sonra en büyük 3.Yunan Adası, yani gezilecek
yer çok. Bunun için zaman ve araç
kiralamak lazım. Zamanım yok burası için maalesef bir tek günüm var. E günlük 30 €
verip araç kiralayıp ona sigorta ve benzin koyacağımdan bu da maliyeti
artıracağından turla gezmeye karar verdim. Aslında ilk planım belediyeye ait
otobüstü; fakat o da günde yalnızca 3 sefer yaptığından ve gemiye iniş biniş
saatleri ile uyuşmadığından Meis Tura yöneldim.
(ben otobüs ile gezerim diyenlere
birkaç pratik bilgi. Midilli Gümrüğünden çıkıp sola dönüp şehir merkezine
yönelip 1-2 dk yürüdükten sonra ufak bir park göreceksiniz. Oradan saat 11:00
13:15 ve 15:30 da Molivos’a otobüs var. Yolda Petra Plajına’da uğruyor ve
yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Bilet 7 €. Molivos’da Midilliye’de 13:00 ve 15:30 da
otobüs var.)
Ayvalık’tan Midilli’ye feribotla ulaşımda üç alternatif var.
Turyol : Gidiş 09:30 –
Dönüş:19:00. Acentadan alınan bilet 30 €, internetten alınan 25 €. 1,5 saat
sürüyor
Jale tur: Gidiş 09:00 –
Dönüş:18:30. Acentadan alınan bilet 30 €, internetten alınan 25 €. 1,5 saat
sürüyor
Jalem Tur: Gidiş 09:00 –
Dönüş:18:30. Acentadan alınan bilet 32 €, internetten alınan 35 €. 35
dakika sürüyor
Dönemine göre bu saatler
değişebiliyor, ilgilenenlerin ilgili firmaların internet sitelerinden kontrol
etmesi daha doğru olur. Bir de 3 feribot Ayvalık’tan 1-2 dakika arayla
kalktılar ve saat 09:30 civarıydı…
Aracımı Ayvalık Gümrük Binasının
hemen solunda küçük bir boş alan var oraya bıraktım. Giderken kimse yoktu,
döndüğümde aracı alırken genç bir çocuk fırladı hemen “10 Tl alayım abi” dedi.
“Fiş alayım ben de” dedim. 5 tl.lik iki tane Ayvalık Belediyesine ait fiş
verdi.
Neyse gelelim yolculuğa. Feribot
bir Türk şirketine ait ve çalışanlarının
Türk olmasına rağmen; kafetaryada çalışan adamın Tansaş’dan paketini 15 Tl’ye
aldığı çayı gözümüzün önünde demliğe boşaltmasını ve bardağını 1 € ‘ya
satmasının mantığını anlayamadım doğrusu. Ama kimse şikayetçi değildi ki,
bardak bardak çay, kahve (2 €) ve bira (3 €) içildi.
Midilli Gümrüğün’de herhangi bir
sıkıntı çıkmadı; 15 dk.da geçtik, sorgu sual olmadı.
Gümrük Binasının dışında muhtelif
tur şirketlerine ait rehberler ve
onlara ait otobüsler bekliyordu.
Rehberlerin boynunda kırmızı ipli üzerlerinde
isimleri ve ait oldukları tur ismi yazan kartlar asılıydı. Gümrükten çıkan o
isimliklere göre ismini check ettirip ilgili otobüse yönlendiriliyordu. Meis
tur misafiri olarak ilk ben çıktım, dışarıda bekleyen rehberlerin boynunda
asılı kırmızı ipli isimliklere baktım Meis tur yazısını göremedim. Ben sağa
sola bakınırken telaşlı bir adam geldi. O rehberlerin yanında, boynunda kırmızı
ip, ama isim yazılı kısım t-shirtünün içinde kalmış gibi duran
bir bayana yaklaşıp: “Pardon Meis tur mu? “ diye sordu. Kadın birden
celallenip: “ne alakası var beyefendi” dedi. Adam “boynunuzda kırmızı şeyi
görünce ben sizi rehber sanmıştım” deyince kadın “o benim bikinimin ipi !!!”
diye cevap verdi J
soran adam baya bir bozuldu ama…
Misaifrlerini bekleyen tur otobüsleri |
Misafirlerin gümrükten çıkıp
otobüsde toplanması yaklaşık yarım saat sürdü.
İlk durağımız yaklaşık 30 km
uzaklıktaki Hıristiyanlar için çok önemli bir yer olan Mandamados Başmelek
Taksiarhis Manastırı… Manastırın önünde bizi gerçek bir F-5 savaş uçağı
karşıladı.
Bu uçak da neyin nesi derseniz bunun bir hikayesi var. Bu uçağı farklı
zamanlarda kullanan 6 pilot uçuş esnasında düşüyor fakat 6 pilotta kazadan
burnu bile kanamadan kurtuluyor. Ve bu 6 pilotta kazadan sonra aynı şeyi
anlatıyor. “ Düşüş sırasında kanatlı bir melek benim üzerime kapanarak zarar
görmemi engelledi.” Sonrasında ise kazadan
yara almadan kurtulan bu 6 pilot kaza yaptıkları bu F-5’i satın alarak manastıra
bağışlıyorlar. Bu ve buna benzer mucizeler yarattığına ve adayı koruduğuna
inanılan Başmelek Taksiarhis için yaptırılan bu manastırın içerisinde aynı
zamanda mum yakarak dilekte de bulunabiliyorsunuz. Rivayet odur ki bu dilekler
gerçekleşiyormuş da…
Burayı önemli yapan bir başka olay ise şu resim ile ilgili…
Çok eski zamanlardan birinde korsanlar bu manastıra saldırıp
40 rahibin 39’unu öldürmüştür. Kurtulan rahip mum ve ölen arkadaşlarının kanıyla sulanan topraktan
bu Taksiarhis’in ikonasını yapmış. Kilisede rahibin yaptığı bütün vücudu değil, sedefle süslenmiş bir
ahşap kutu içinde sadece kabartmalı kafayı görebiliyorsunuz. Yıllar geçtikçe,
mumlarla tütsüler yüzünü tamamen karartmış bu sebeple gümüşlerin arkasından görülen
görüntü kimileri için hoş, kimileri için ürkütücü. Bölgedeki inanca göre,
Taksiarhis seni nasıl görüyorsa, sen de onu o şekilde görürmüşsün. Sen vahşi
bir şekilde görüyorsan, o da vahşi bir şekilde görür. Sen hoş bir şekilde
görüyorsan, o da seni bu şekilde görür.
Buradan çıkınca bahçedeki cafede
adanın meşhur lokma tatlısını ve ballı yoğurdunu da tadabilirsiniz. Kişisel
deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki Cunda’nın meşhur lokma tatlısı
buradakinden çok daha iyi. Ayrıca ballı yoğurt dedikleri bildiğiniz süzme yoğurda
bal karıştırarak ve üzerine ince kıyılmış ceviz serpilerek yapılıyor… Ha bu arada self servis olmasına
rağmen siz oturur oturmaz ücretsiz soğuk suyunuz masanıza servis ediliyor, bunu
da hatırlatayım…Ayrıca diğer Avrupa ülkelerine göre en ucuz pet şişede suyu
alabileceğiniz yerlerden biri Midilli, diğer marketlerde olduğu gibi burada da
0,50 €…
Sıradaki durak Adanın en turistik bölgesi olarak kabul edilen Molivos, ya da orijinal adıyla Mithimna... 13. yüzyıldan kalan ve adanın en büyük 2.kalesi olan Molivos Kalesi aradan geçen onca zamana rağmen hala sapasağlam.
Buradan aşağıya yani sahile doğru inerken diğer Yunan Adaları'ndaki gibi tarihi daracık yollarla karşılaşıyoruz.
Taşlı merdivenlerden inerken sağlı sollu hediyelik eşya satan küçük dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz, fiyatlar son derece makul..
Sahil kenarına indiğimizde ise bizi beachler ve restaurantlar karşılıyor. Yerel lezzetleri tatmak için, fiyatları yine son derece makul bu restaurant deneyebilirsiniz... Ama sakın meşhurmuş deyip Greek Salad yemeyin. Çünkü domatesi, biberi, salatalığı,soğanı doğrayıp üzerine bir kalıp beyaz peyniri oturtturunca oluyor Greek Salad. Yani bu lezzeti tadacağım diye bence 5 € vermek biraz gereksiz...
Ve Molivos'u cazibe merkezi haline getiren beachler. Adada denize girmek için tavsiye edilen 2-3 yerden biri burası.
Denizi solumuza alıp yürüdüğümüzde bir kaç dakika sonra karşımıza çıkan merdivenlerden yukarı çıkınca sağımızda alışveriş yapmak için dükkanlar ve aşağıda ise doyumsuz Molivos manzarası bekliyor bizi...
Molivos, Unesco dünya miras listesinde olan bir yer ve bunda en büyük etken meşhur taş evleri.
Sonraki durak 5 km ilerideki Petra Plajı. Asoss'a bakan Petra'da denize girmek için tavsiye edilen yerlerden biri. Plajı taşlık olmasına rağmen, denizinin çok temiz ve berrak olması ayrıca bizdeki gibi sahilinde devasa turistik tesislerin olmaması burasıyla beraber tüm adayı deniz turizmi için cazibe merkezi haline getiriyor... Plajın sonunda ise özle çıplaklar için özel plaj mevcut...
Son durak Midilli merkez. Gümrükten çıkıp sola doğru gittiğinizde ve denizi solunuza aldığınızda 1-2 dakikada merkeze varıyorsunuz zaten. Denizden gelirken de gördüğünüz ve ilk dikkatinizi çeken Agios Therapontas kilisesi. Denizden, Emou caddesi üzerinden ve girişinden görünüşü...
Bu arada Midilli'de saat 07:00 - 14:30 arası çalışıyormuş resmi daireler ve dükkanlar, sonrası siesta. Başta burası olmak üzere çoğu yer kapalı olduğundan gezip görme imkanım olmadı maalesef.
Emou caddesinde alışverişin kalbiymiş ama tamamına yakını kapalıydı.
Dükkanların çoğu kapalı olmasına rağmen meşhur saganaki peyniri, ucuz uzo, meşhur bademli kurabiye, ballı yoğurt yada karpuzlu votka almak isterseniz bunları bulabileceğiniz marketler ve dükkanlar açık...
İlk kez Mykonos'da tadıp beğendiğim, sonra Rodos'tan ve Midilli'den de aldığım maalesef Türkiye'de bulamadığım karpuzlu votakanın fiyatı 1.85 ile 2.20 € arasında değişiyor.
Meşhur (!) ballı yoğurt olayını bir de fabrikasyona dökmüşler ve aynı kutuda yan yana bal ve yoğurt olarak marketlerde satıyorlar; 1.50 €
Bademli kurabiye ise kilosu 12 - 14 € arası bir fiyatla satılıyor. Midilli Duty Free'de yarım kiloluk hediyelik kutularda satılıyor, 4,50 €...
Saganaki peyniri bizim Kıbrıs hellim peynirinin aynısı. Kilosu yaklaşık 40 Tl. civarına geliyor...
Uzo ile ilgili bir kaç ufak bilgi. Osmanlı egemenliği yıllarında, içki yasağı süresinde rakı ihracına izin
verilmediğinden burada üretilen içkilerin ihraç edildiği en önemli yer Marsilya imiş. Ancak gümrük
kontrolüne ilişkin nedenlerden dolayı ambalajlara, "Marsilya’da
kullanılmak üzere" anlamına gelen “Uso Marseille” yazılıyormuş. Bu yüzden,
uzo adının gümrüğün uso ifadesinin değişiminden çıktığı iddia ediliyor. Yani yine bizim parmağımız var bu işte de :) Uzo'yu meşhur eden suyu. Burada zaten musluklardan su içilebiliyor bizzat denedim, bizim para verip aldığımız damacana sulardan çok daha tatlı... Yunanistan'da üretilen uzo'nun %70'i Midilli'de imal ediliyor. Rakıdan farkı ise başta suyu ve anason ile beraber başka 2o çeşit daha farklı baharat kullanılması. Bir de rakının ana maddesi üzüm iken uzo'nun şeker kamışı...
Yazımın başında bahsettiğim otobüs durağının olduğu yerde çok büyük bir süpermarket var. Fiyatları bana çok ucuz geldi. Gelmişken bir gezmenizi tavsiye ederim. Büyük bir alkol ve peynir reyonu mevcut, göz gezdirmekte fayda var...
Merkezde görülmesi gereken Yeni Cami, Türk Hamamı ve Midilli Kalesi'de vardı ama maalesef feribotun dönüş saati geldiğinden oralara gidemedim.
Gemiye binmeden önce bir de limanın sağ tarafına bakayım dedim. Orada da Amerika'da ki özgürlük heykelinden esinlenilen ve 1930 yılında dikilen 15 metre yüksekliğindeki Midilli Özgürlük Anıtı'nı gördüm. Hemen önünde ise insanlar kumluk plajda denize giriyorlardı...
Dönüş için ufak bir not. Nedendir bilinmez Ayvalık Duty Free'yi dönüşte girmenize izim vermiyorlar, nedenini bilemiyorum. Zaten buradaki Duty Free'den alışveriş yapmak yerine Midilli'de ki yerel esnaftan ya da Midilli Duty Free'sinden alışveriş yapmak daha hesaplı ...